ceyda erem
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçtiğimiz hafta 100 işadamıyla birlikte gerçekleştirdiği Çin seyahati meyvelerini vermeye başladı. Seyahate katılan CNR Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ceyda Erem ile gezinin ekonomiye etkilerini konuştuk. 2000 yılında Çin ile Türkiye arasında dış ticaret açığının 1.24 milyar dolar olduğunu hatırlatan Eren, bugün rakamın 22 milyar dolara çıktığını belirterek, "İhracatın dengelenmesi için orada fuar çalışmalarına ağırlık vermek gerektiğini düşündük. Seyahatte birçok işbirliğine imza attık" diyor.
Çin seyahati nasıl geçti?
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping'in
başkanlığında gerçekleştirilen heyetler arasındaki görüşmelerde Türk heyeti
olarak artan itibarımıza bizzat şahit olduk. Yaptığımız ikili görüşmelerde
özellikle CCPIT'in (Çin Uluslararası Ticareti Teşvik Kurulu) sektör
birlikleriyle ayrı ayrı bir araya geldik ve 5 ayrı sektörde fuar yapmak üzere
ilk adımlarımızı attık. Planlamasını hızlı yapıp bu fuarları 2016 yılından itibaren
hayata geçirmek istiyoruz. Hatta Çinli bir fuar firmasından ortaklık teklifi
bile aldık. Ama şu anda böyle bir ortaklığı düşünmüyoruz. Gördüğümüz bu yoğun
ilgide Cumhurbaşkanımızın davetlisi olarak bizzat katılan Çin Devlet Başkanı Xi
Jinping'in büyük etkisi olduğunu düşünüyorum. Zira devlet başkanı ilk kez kendi
konutu veya resmi Çin makamları dışından düzenlenen bir ekonomik etkinliğe
katıldı.HER SEKTÖRÜ
İSTİYORLARHangi sektörlerde fuar istiyorlar?
Boat Show'u oraya getirmemizi istiyorlar. Onun dışında ev teksili, mobilya, mermer, yapı malzemeleri, asansör, elektrikelektronik ve boya gibi alanlarda fuar talep ettiler. Biz Boat Show, ev tekstili, mobilya, mermer ile kauçuk ve plastik sektöründe fuar açmayı düşünüyoruz.Çin'e yatırım yapmayı düşünüyor musunuz?
12 yıl önce İsviçre'de katılığım uluslararası bir fuar toplantısında konuşmacılar ağırlıklı olarak '20 yıl sonra hepimiz Çin için çalışacağız. Avrupa'da fuarlar bitecek' demişlerdi. Avrupa'daki kaybı öngören İngiliz ve Alman uluslararası fuar firmaları 20 yılı beklemeden Çin'de yerlerini aldılar. Biz de 12 yıl içinde Türkiye'nin uluslararası alanda artan itibarı ve ekonomisinde sağladığı istikrarlı büyümeyi avantaja dönüştürdük. Son yıllarda Çin ile yürüttüğümüz ticarete katkı sağlayacak insan kaynağına ciddi yatırım yapıyoruz. Çince bilen çalışan sayımız her geçen gün artıyor. Çinli patronlar İngilizce bilmiyor, yanlarında çalışan profesyoneller biliyor. Çalıştığımız ülkelerin anadilini konuşan insan kaynağına yatırım yapıyoruz.
FUARLARI METREKARE OLARAK DEĞİL TİCARET HACMİ OLARAK BÜYÜTMELİYİZ
İstanbul Ticaret Odası sizin fuar alanınızın da olduğu bölgeyi genişletme
kararı aldı. Bu konuya nasıl bakıyorsunuz?
Fuarların metrekare olarak büyümesi ülkemizde yanlış yorumlanıyor. Bir fuarın metrekare
olarak değil yarattığı iş hacmi ve ekonomiye sağladığı katma değer olarak
büyümesi gerekiyor. Fuarların büyümesi için hem katılımcı sayısının hem de ona
uygun ziyaretçi sayısının artması gerekiyor. Fransızlar ile ortak
gerçekleştirdiğimiz Premiere Vision fuarını ilk yaptığımız yıl oldukça yüksek
fiyattan 5 bin 500 metrekare satmış ve fuara 8 bin uygun ziyaretçi getirmiştik.
Fuarı bir sonraki yıl 2 katına çıkarmayı planlarken, Fransız ortaklarımız en
fazla bin metrekare büyütebileceklerini söylediler. Nedenini sorduğumuzda da
'Ancak bin metrekareyi karşılayacak ziyaretçi artışı sağlayabiliriz' dediler.
Bu örnek nitelikli büyümenin önemini bize gösteriyor. İstanbul'da da fuar
alanlarını metrekare olarak büyütmekten ziyade buralarda düzenlenen fuarların
ekonomiye katkısını artıracak adımlara öncelik vermeliyiz. Her fuarın
katılımcısının ürününe uygun pazarlardan alıcıları getirmeliyiz.
ALICIYI GETİRMEK DAHA ZOR
Çin'de fuar açmak yerine buraya oradan yatırımcı getirmek daha iyi olmaz mı?
Fuarlara Çinli katılımcı getirmek oldukça kolay ama Çinli alıcı getirmek
oldukça zor. Bu nedenle Çinli doğrudan alıcıya ulaşmak için fuarı Çin'de
yatırım yapmanın daha efektif olacağını düşünüyoruz.
Kaynak: sabah.com.tr (Dilek Güngör)